Holding, aynı sektörde ya da farklı sektörlerde faaliyet gösteren birçok şirketin tek bir çatı altında toplanmasını sağlayan bir yapıdır. Bu yapıda holding, bağlı olduğu şirketlerin hisselerini elinde bulundurur ve bu şirketlerin yönetiminde söz sahibi olur. Holdingler, genellikle büyük sermaye gruplarının, finansal ve operasyonel verimliliği artırmak amacıyla başvurduğu bir organizasyon modelidir.
Holding kurmak, belirli bir sermaye ve hukuki altyapı gerektirir. İlk olarak, holdingin faaliyet göstereceği alanlar belirlenir ve bu alanlarda faaliyet gösteren mevcut şirketler analiz edilir.
Holding kuruluşu için, Türk Ticaret Kanunu’nda herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda bu çerçeve uygulamalar da bulunmaz. Bakanlık izniyle Anonim Şirket kimliğiyle şirket kurulmasına izin verilir. Dolayısıyla holdingler de birer Anonim Şirket olarak kurulur ve Anonim Şirket kuruluş işlemlerine tabi tutulur.
Bu noktada, Anonim Şirket kuruluş işlemlerini anımsatmak isteriz:
İlk olarak ticaret unvanına, ortaklara, pay sahipliği durumlarına karar verilerek yazılı bir sözleşme ile bunlar kayıt altına alınır. Birlikte çalıştığınız mali müşavirin MERSİS sistemi üzerinden şirketin ana sözleşmesini hazırlar ve şirket kurulduktan sonra kullanılacak vergi kimlik numarası belirlenir.
Ana sözleşmenin MERSİS sistemi üzerinden onaylanmasının ardından bağlı bulunulan Ticaret Odası’na gidilir.
Ticaret Odası’na
belgelerini eksiksiz teslim ederek şirket kuruluş başvurusunu gerçekleştirebilir; tescil yazısı, faaliyet belgesi ve sicil tasdiknamesini alabilirsiniz.
Ana sözleşmenin tescilinin ardından noterden imza sirküleri çıkarılır.
Bütün bu işlemlerin ardından vergi dairesine giderek;
teslim edilir ve şirketin vergi levhası çıkarılır.
Ancak holdingler söz konusu olduğunda bazı farklar vardır: Ana sözleşmede yer alan amaç ve konu ile kâr dağılımı maddeleri TTK’de belirlenen hükme göre yapılır ve kuruluş için Bakanlar Kurulu onayı gerekir.
Bir şirket topluluğunun ‘holding’ olarak tanımlanması için gereken şartlar şu şekildedir:
Birbirinden farklı teşebbüsler bir araya gelerek holding yapısı oluşturmadan önce takip edilmesi gereken bazı adımlar vardır.
Stratejik Planlama: Holdingin amaçları ve faaliyet göstereceği sektörler belirlenir.
Sermaye Tespiti: Holding kurmak için gerekli sermaye miktarı belirlenir ve kaynakları oluşturulur.
Yasal Danışmanlık: Hukuki süreçlerin doğru bir şekilde yürütülebilmesi için uzman bir hukuk danışmanı ile çalışılır.
Şirket Kuruluşu: Ana şirketin tescil işlemleri yapılır ve gerekli belgeler hazırlanır.
Bağlı Şirketlerin Devri: Holdinge bağlı olacak şirketlerin hisseleri devralınır.
Organizasyon Yapısı: Holdingin yönetim ve organizasyon yapısı oluşturulur.
Resmi Başvurular: Gerekli resmi mercilere başvurular yapılır ve tescil işlemleri tamamlanır.
Yapı olarak daha güçlü bir imaja sahip olan holdinglerin, bu imajı destekleyen bazı avantajları vardır.
Risk Dağılımı
Farklı sektörlerde faaliyet göstermek, risklerin dağıtılmasını sağlar. Bir holdingin bünyesinde çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin bulunması, ekonomik dalgalanmalara karşı dayanıklılığı artırır. Örneğin, bir sektörde yaşanan kriz, diğer sektörlerdeki faaliyetlerden elde edilen kazançlarla dengelenebilir. Bu stratejik avantaj da holdingin uzun vadede sürdürülebilir büyüme elde etmesine yardımcı olan önemli bir etmendir.
Finansal Güç
Holdingler, bağlı şirketlerin finansal kaynaklarını birleştirerek daha büyük projelere yatırım yapabilme gücüne sahiptir. Bu birleşik finansal güç, holdingin daha büyük ve karmaşık projelere yatırım yapabilmesine imkân sunar. Tam tersi bir senaryo da geçerlidir: Holdingler, düşük maliyetli finansman seçeneklerine erişim sağlayıp, stratejik yatırımları daha avantajlı şartlarda gerçekleştirebilme fırsatı elde edebilir.
Yönetim Kolaylığı
Merkezi bir yönetim yapısı, operasyonel verimliliği artırırken stratejik kararların da hızlı alınmasını sağlar. Holding yapısı itibarıyla bağlı şirketlerin stratejik yönelimi merkezi yönetim tarafından sürdürülür. Böylece karar alma süreçleri hızlanır ve tutarlılık da artar. Dolaylı olarak, holdinglerin bünyelerindeki şirketlerin koordinasyon ve işbirlikleri de kolaylaşır; sinerji yaratılır ve operasyonel maliyetler düşürülür.
Pazarlama ve Satış Gücü
Holding yapısı; pazarlama ve satış gücünü artırıp daha geniş kitlelere ulaşmaya müsaittir. Holdinglerin bünyelerindeki şirketlerin pazarlama ve satış için geliştireceği ortak stratejiler hem marka bilinirliğine katkı sunabilir hem de işletmelerin pazar payını artırabilir. Holding bünyesindeki şirketlerin birbirleri ile müşteri tabanlarını paylaşması da çapraz satış fırsatını artırabilir.
Holding kurma maliyetleri, sermaye yapısına, şirket sayısına ve faaliyet gösterecek sektörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir. Başlıca maliyet kalemleri şunlardır:
Kuruluş Maliyetleri
Holdingin yasal olarak tescili ve resmî olarak faaliyete başlaması için gereken evraklar, harç ve ücretler kuruluş maliyetleridir. Şirketin ticaret sicil kaydının yaptırılması, noter işlemleri, vergi dairesine kayıt, ticaret odası üyelikleri ve diğer resmi prosedürler için ödenmesi gereken ücretler bu maliyetler arasında başta gelir.
Hukuki Danışmanlık Ücretleri
Hukuki danışmanlık ücretleri, holdingin kuruluş aşamasında ve sonraki dönemlerde hukuki süreçlerin yönetimi için uzman avukatlardan veya hukuk firmalarından alınan hizmetlerin maliyetinin bütünüdür. Bu danışmanlık, holdingin yapısının oluşturulması, gerekli sözleşmelerin hazırlanması, yasal uyumlulukların sağlanması ve olası hukuki sorunların çözülmesi gibi kritik konularda destek sağlar.
Sermaye Gereksinimleri
Sermaye gereksinimleri, holdingin faaliyete başlayabilmesi ve sürdürülebilir bir şekilde büyüyebilmesi için gerekli olan finansal kaynaklardır. Holdingin sermayesi, bağlı şirketlerin hisselerinin satın alınması, yeni yatırımların yapılması ve operasyonel giderlerin karşılanması gibi alanlarda kullanılmak üzere belirlenir.
Operasyonel Maliyetler
Operasyonel maliyetler, holdingin gündelik faaliyetlerini sürdürebilmesi için gereken giderlerdir. Personel maaşları, ofis kira ve giderleri, teknoloji ve altyapı harcamaları, pazarlama ve reklam maliyetleri, yönetim ve idari giderler gibi maliyetler bu giderler arasında başta gelir. Holding yapısının kompleksliği, operasyonel maliyetlerin miktarını da kaçınılmaz olarak etkiler
Holding kurmak, başvuru süreci nispeten basit olsa da fikir ve iş geliştirme süreci itibarıyla karmaşık ve çok aşamalıdır. Bu süreçlerin başarılı bir şekilde yönetilmesi için bazı kritik noktalara dikkat edilmelidir. İşte holding kurmadan önce dikkat edilmesi gereken temel unsurlar:
Pazar Araştırması
Faaliyet gösterilecek sektörlerde detaylı pazar araştırması yapılması gerekir. Hedef pazar büyüklüğü, rekabet durumu, müşteri ihtiyaçları ve gelecekteki trendler belirlenerek nasıl bir strateji izleneceğine karar verilmelidir.
Finansal Planlama
Gerekli sermaye ve finansal kaynakların planlaması özenli bir şekilde yapılmalıdır. Finansal planlama holdingin başlangıç sermayesinin belirlenmesi, finansal kaynakların nasıl elde edileceği ve bu kaynakların nasıl kullanılacağı detaylarını içerir. Bu aşamada, detaylı bir bütçenin hazırlanması ve gelir-gider projeksiyonlarının yapılması gerekir.
Hukuki Uyum
İlgili yasal düzenlemelere tam uyum sağlanmalıdır. Holding yapısının oluşturulması ve işletilmesi sırasında ülkenin ticaret, vergi, iş hukuku ve diğer ilgili mevzuatlarına uyulduğundan emin olmak gerekir. Hukuki uyum, holdingin faaliyetlerini sürdürebilmesi ve yasal sorunlarla karşılaşmaması için oldukça önemlidir. Böyle bir süreci hasarsız olarak atlatmak için alanında profesyonel kişilerden destek alınması önerilir.
Risk Analizi
Potansiyel riskler belirlenmeli ve bu riskler için önlemler alınmalıdır. Risk analizi, holdingin karşılaşabileceği operasyonel, stratejik, finansal ve yasal riskleri belirlemeyi ve bu risklere karşı stratejiler belirlemeyi içerir. Risk yönetimi sürecinde, her bir riskin olasılığı ve olası etkileri değerlendirilerek bu risklere karşı stratejik önlemler geliştirilmelidir.
Holding kurma sürecinde bu temel unsurlara dikkat edildiği takdirde holding sağlam bir temel üzerine kurulacak ve stratejik hedeflere ulaşma konusunda ciddi bir yol kat edilecektir.
Başarılı bir şirketin yolu, ideal bir kurum kültürüne sahip olmaktan geçer. Kurum kültürünün geliştirilmesi konusunda tavsiye edilen bir teknik olan Kaizen’i hiç duydunuz mu? Eğer duymadıysanız, “Kaizen Nedir?” başlıklı içeriğimizi okumanızı tavsiye ederiz!